Yazılar

Fujifilm X-T4 İlk İzlenimlerim

Aslında ben de dahil çoğu kimse X-T4’ün bu kadar erken geleceğini tahmin etmiyordu. Çünkü Fujifilm genel olarak X-T serisini iki yıl da bir güncelliyordu. X-T3’ün üzerinden iki yıl geçmemesine rağmen X-T4’ün duyurusu yapıldı ve bugünlerde de satışa çıktı. Her X-T serisinde olduğu gibi bu fotoğraf makinasında da ilk izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. X-T4 ile video üzerine çalışmalar yaparak test etmek istiyordum. Ancak tüm dünyada etkisini gösteren salgın nedeniyle  bu pek mümkün olmadı. Çekim yapmak istediğim yerler başta olmak üzere bir çok yerde kısıtlamalar meydana geldi. X-T4 ile baş başa geçirdiğim zaman çok olmasına rağmen onu sahada pek deneyimleyemedim. Ama yine de bazı çıkarımlar oldu. Toplamda makinayı birkaç saat ancak kullanabildim. Buradaki paylaşımlarım da o esnada yaklayabildiklerimden oluşuyor. İnsanlar içerde, atlar ise uzaktaydı. Tavukların başrolde olduğu bir dakikalık videoda 10 kat yavaşlatma seçeceğinin etkisini gözlemleyebilirsiniz. F-LOG çekilip sonradan lut eklendi.

Videoda 50-140 ve 56 mm lensi birlikte kullandım. Çoğunlukla AFS olarak çekim yaptım.

X-T4’ü donanım ve yazılım olarak iki ayrı kategoride değerlendirmek istiyorum. Öncelikle donanımdan başlayalım.

DONANIM

  • Görüntü sabitleme özelliği (IBIS)
  • Kapasitesi artan yeni pil sistemi
  • LCD’de ki tasarım değişikliği (flexy)
  • Yeni perde sistemi
  • Fotoğraf ve Video ayrımı için yeni çark (Still&Movie)

Bunlar öne çıkan donanım yenilikleri. Vizör lastiği, grip çıkıntısı gibi başkaca küçük tasarımsal  yenilikler de var ama öne çıkanlar bu yazdıklarım. Yeni bir işlemci ve yeni bir sensör yok. X-T3’deki sensör ve işlemci kullanılıyor. Ancak Auto Focus başta olmak üzere her parametrede iyileştirmeler söz konusu. Bütün bu iyileştirmeler bir tarafa, IBIS bir tarafa. Çünkü yeni bir Fujifilm fotoğraf makinası alacağınız zaman X-T3 ile X-T4 arasında kararsız kaldığınız da belirleyici olarak asıl etken görüntü sabitleme olacaktır. Diğer iyileştirmeler IBIS’den sonra gelecektir.   Fujifilm daha çok lensler üzerinden görüntü sabitleme stratejisi uyguluyordu. Ancak kullanıcılardan gelen talepler neticesinde gövde üzerinde de bunu artık standart haline getirecek gibi görünüyor. Daha önce X-H1 ile IBIS’i gövde üzerinde kullanmıştı. Ama IBIS donanımı büyük olduğu için makinayı da büyütmüştü. Şu anki kullanılan sistem fotoğraf makinasının boyutlarında anlamlı bir değişikliğe yol açmamış. Hemen hemen X-T3 ile benzer bir ergonomi sunuyor. IBIS bana göre oldukça geç kalınmış bir iyileştirme. 6.5 stop görüntü sabitleme sunan bir donanımı oldukça küçük ebatlarda sensöre entegre etmekten kaynaklı bir gecikme olduğu söyleniyor. Anladığım kadarıyla Fujifilm fotoğraf makinasının boyutlarını büyütmek istemiyor. Çünkü aynasız makinaları tercih eden insanlar için hala en önemli öncelik küçük boyutlarda olmaları.

Fujifilm X-T4

IBIS etkili  çalışıyor mu?  Bu yazıyı okumadan önce ya da okuduktan sonra muhtemelen YouTube üzerinde birçok karşılaştırmalı IBIS videolarına bakacak ve X-T4’ün gerçekten de harika bir sabitleme sunduğuna şahit olacaksınız. Sadece video çekerken değil fotoğraf çekerken de ciddi bir konfor yaratacak. 1 saniyede bile elde çekimler yapılabileceğini  göreceksiniz. En önemlisi de sabit odaklı lensleri 6.5 stop gibi iddialı  bir sabitleme yeteneği ile kullanabileceksiniz. Fujifilm’e ait  29 lensin 18’ini 6.5 stop, geri kalanında ise 5 stop olarak bir performans gösterecek. X-T4 ün en önemli özelliği bu olmasına rağmen sizlerle paylaşabilecek çekimlerim olmadı. Bu özelliği test etmek için farklı bir kurgu düşünüyordum. Ama sosyal mesafe kaynaklı nedenlerden dolayı bunu gerçekleştiremedim. Aşağıdaki videoda 23 mm 1.4 ile yatıyım 15 saniyelik takibi izleyebilirsiniz. Bana oldukça tatminkar geldi. Siz de yorumlarınızı aşağıya ekleyebilirsiniz.

X-T4 ile yürüyerek video çekilebilir mi?  Bir gimbal gibi pürüzsüz olmadığını söyleyebilirim. Ama kontrollü adım atarak doğal bir takip yapılabilir. Projelerinizde kullanacağınız 5-10 saniyelik takip sahneleri için yeterli olacaktır. Ama daha uzun pürüzsüz takipler için gimbal gerekecektir. Ben gimbal kullanmayı pek tercih etmiyorum. X-T4 bana tek başına yetecektir. Projelerinde uzun planlarlar kullanmayanlar için gayet tatmin edici sonuçlar veriyor.  Bu arada videoyu daha da stabil yapmak için DIS yani  “dijital görüntü sabitleme” isimli bir özellik daha var. Donanımsal olarak yapılan sabitlemeyi eş zamanlı görüntüyü kırparak daha da pürüzsüz hale getiriyor. Bu özellik kullanıldığında görüntü biraz kırpılıyor. Hareketli takipler için kullanılabilir.

Performansı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen bir diğer donanımsal yenilik ise batarya. Hem tasarım olarak hem de kapasite olarak farklılıklar var. 600 kareye kadar kadar fotoğraf çekilebiliyor. Daha uzun video kayıtları yapılabiliyor.

Fujifilm X-T4

X-T3 ve önceki serilerin en çok sevdiğim yanlarından biri LCD tasarımı idi. X-T4’de yapılan ve her yere dönen LCD pek hoşuma gitmedi. Görüntü sabitlemenin gelmesiyle birlikte, yotuberlar hareket halinde kendilerini de çekebilecek artık. Kamerada nasıl çıktıklarını da dönen LCD’den kontrol edebilecek. Fotoğrafçı ve videocular için ise ne kadar etkilidir bilemiyorum. Eski LCD ile ben tek harekette aşağıdan, yukardan çekimlerimi kontrol edebiliyordum. Şimdi en az  3 hareket yapmam gerekiyor. Ekranı çıkart, sola yatır, aşağı ya da yukarı çevir. Önceki LCD mekanizmanın ince yapısı da çok karizmatik duruyordu. Şimdiki biraz kutu gibi görünüyor. Aynı zamanda bel hizası gibi çekimlerde makinanın yanında bir de ekran olması iki şeyi taşıyor gibi hissettiriyor. Yürüyerek yaptığım takip sahneli video çekimlerinde ben makina kayışını gerdirerek çekim yaparım. Böylece daha stabil bir sonuç elde ederim. Yine aynı şeyi yapmak istedim  ama ekran yanda olduğu için kayış ekranı kapattı. LCD tasarımı çekim konforumu oldukça düşürdü. Muhtemelen bazı kişiler bu tasarımı eskisine göre daha çok sevecektir. Çoğunluğun ise benim gibi düşüneceğini sanıyorum. Gerçi X-T serisi için yeni olan bu tasarım aslında çok eski bir tasarım. Bana 10 yıl önceki giriş seviyesi DSLR makinalarını hatırlatıyor. T1,T2 ve T3 bence oldukça yenilikçiydi. Yeni LCD’nin makina arkasında ekranı göstermeyecek şekilde ters kapanması  çizilme ve darbe kaynaklı olabilecek arızaları önlemiş oluyor. Bunu bir avantaj olarak söyleyebilirim.

Fujifilm X-T4

Yeni perde sistemi ile birlikte daha hızlı, daha sessiz ve daha uzun ömürlü çekimler yapmak mümkün hale geldi.  Birçok kişi uç hızlarda ve yoğunlukta çekim yapmayacağı için perde sisteminin yeniliğini hissetmeyecektir.

Still & Movie Çarkı ile fotoğraf ve video olarak makinanın  ikiye ayrılması iyi düşünülmüş. Önceden menüler, butonlar biraz daha komplikeydi. Bu yeni ayrım düğmesiyle net bir şekilde ayrım gerçekleşiyor. Menüler değişiyor. Başka bir ifadeyle,  X-T4 hem fotoğraf hem de video kamerası değil. İstenildiğinde video kamera , istenildiğinde fotoğraf makinası. Bir cihaz içinde iki kamera.

X-T4’de hoparlör çıkış yeri bulunmuyor. Bunun yerine USB-C’den bir adaptör yardımı ile çıkış alabiliyorsunuz. Benim açımdan kayda değer bir kayıp sayılmaz bu. Bugüne kadar hiç bir çekimde kulaklık kullanmadım. Ses ile ilgili hassas çekimler yapan kişiler ise bu adaptörle işlerini rahat görebilirler. Yine bataryayı makina üzerinden şarj etmek mümkün. Extra grip ile 3 bataryayı aynı anda makina üzerinden şarj etme olanağından da bir yenilik olarak bahsedebiliriz.

Fujifilm X-T4

X-T3 tüm dünyada video kalitesi ile ses getiren bir makina olmuştu. Ülkemizde de aynı şekilde  çoğu profesyonel ya da amatör X-T3 ile fujifilm kullanmaya başlamıştı. Videodaki yüksek kalite seçeneklerine IBIS’in ekleniyor olması bir çok kullanıcıyı cezbedecektir. Bu yüzden X-T4 kendini anlatırken x-T3 kadar yorulmayacak ve kısa sürede en çok tercih edilen kameralaran birisi olacak.

Fujifilm X-T4

YAZILIM (öne çıkanlar) 

  • Videoda 10 kat yavaşlatma seçeceği (240 FPS)
  • F-Log izleme asistanı
  • Yeni film benzetimi modu (Eterna Bleach Bypass)
  • AF hızı 0.02 saniyeden daha düşük
  • Düşük ışıkta artan  AF başarısı
  • HDR modu

Bu yazıklarımdan beni ilgilendirenler 240 FPS ve F-log izlencesi. Ayrıca  jpeg çekenler için birçok yeni ayar eklenmiş. Renk ve tonlar için daha hassas ve ilave seçenekler getirilmiş. RAW çekenler için ise yeni bir sıkıştırılmış format eklenmiş. Sevilen classic negative film benzetimi de X-T4’e eklenmiş.

Fujifilm X-T4

Özetle;

X-T3 tasarımını, LCD nedeniyle X-T4’den daha çok seviyorum. Fakat IBIS daha baskın geliyor. Fotoğraf çekerken alacakaranlıkta, loş ışıkta 1 saniyelik bir enstantane değeriyle çekim yapmak daha avantajlı. Hangi lensimde OIS olup olmadığını düşünmeksizin hareket etmek de özgürlük sağlayacaktır. Özellikle prime lensleri video çekimlerinde kullanmak oldukça keyifliydi. Fotoğrafta sık kullandığım 16-55 lensi, video çekerken de kullanmak çok iyi olacak.  X-T2 ve X-H1 sahibi olup da daha iyi video çekmek için makinalarını güncellemek isteyenler için X-T4 iyi bir seçenek. X-T3 sahipleri ise makinalarını henüz yeni almışlardı. Psikolojik olarak bir eksiklik duygusu yaşayanlar olacaktır. Ama eğer ki OIS’li bir lensiniz varsa ve ara sıra video çekiyorsanız bence bir eksiklik yaşamınıza gerek yok. Çünkü video ve fotoğraf kalitesi aynı. Sadece çekim konforunda değişiklikler var. Bu da sizin tercihinize kalmış.

Fujifilm X-H1 İzlenimlerim

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.  En son fujifilm GFX 50s ile izlenimlerimi ve nispeten uzun kullanım incelemelerimi paylaşmıştım. Şimdi ise yeni bir serinin izlenimleri için tekrar bloğun sayfasını açtım .  Fujifilm X-H1 incelemem için birkaç hafta kadar bendeydi.  Ben de sizlere bu birkaç haftalık süreçte elde ettiğim izlenimleri  paylaşacağım.  Makina demo olduğu için yüksek hassasiyet içeren bir inceleme yazısı olmayacaktır. Derinleme incelemelerimi genellikle uzun kullanım testlerimde aktarıyorum. Bu yazıda X-H1 nedir?, Kimler içindir? Ya da kimler için değildir? gibi soruların cevabını arayacağız. Bununla birlikte önce çıkan yetenekleri ve keşke olsaydı dediğimiz özellikler üzerinde duracağız.

( Fotoğraflar Eterna film benzetimi seçeneğinde çekilmiş ve çok az kontrast ilave edilmiştir)

X-H1 video özellikleri arttırılmış olmasına rağmen  fotoğraf özelliklerinden de ödün vermeyen bir makina olarak karşımıza çıkıyor. İçerisinde X-T2 barındıran bir video kamera şeklinde de yorumlanabilir. Rakiplerine göre farklı bir yol izlediğini düşünüyorum. Genellikle video kalitesini ön plana çıkaran modeller fotoğraf kalitesinden, fotoğraf kalitesini öne çıkaran modellerde de video kalitesinden ödün veriyor. Sanırım Fujifilm X-H serisiyle  her iki yeteneği bir arada sunmayı planlıyor. Bu serinin ilk makinasında bu izlenimi rahatlıkla ediniyorum.

Bundan birkaç yıl önce fujifilm X-T1 kullandığım dönemlerde video konusunda çok fazla hassasiyetim yoktu. Video konusunda gözlerim seçmeye  ve yorumlarım da belirginleşmeye  başladıkça X-T1’in yetersizliği de ortaya çıkmıştı. Videoda karıncalanmalar, dokulu bölgelerdeki titremeler ve sinir bozucu bir kontrast gözlerimi tırmalamaya başlamıştı.  En önemlisi de videoları yumuşatamıyordum. Çok sert bir görüntü verdiği için kendi yorumlarımı ve renklerimi uygulayamıyordum. O günden bu güne Fujifilm’in yeni çıkaracağı makinalarda daha çok video özelliklerine bakmaya başladım. X-T2  video konusunda çok büyük bir sıçrama yapsa da yine de kullanıcıya az yorum şansı tanıyordu. Aslında şöyle diyebiliriz. İyi video çeken bir fotoğraf makinası  demek;  bize net, keskin ,hoş renkler veren değil, üzerinde yorumlarımızı katabileceğimiz sonuçlar veren makinadır. Şayet yorum katılmayacaksa cep telefonları göze hoş gelecek sonuçları zaten veriyor.

Kendi önceliklerime göre makinanın öne çıkan özelliklerinden bahsedeyim.

F-LOG

Videoya yeni başlayanların karşısında daha önce duymadığı bazı terimler çıkacak. Ama bunlar o kadar da korkutucu değil. Kısa sürede ne anlama geldiği öğrenilebiliyor. Bu terimler arasında LOG belki de en çok duyulacak olanıdır.  Her marka kendi LOG’unu ifade eden bazı kısaltmalar kullanıyor. S-LOG, V-LOG, D-LOG gibi … Fujifilm ise F-LOG kullanıyor.  F-LOG size hazır bir sonuç vermek yerine kontrastı, renkleri ve keskinliği azaltarak yüksek bir dinamik aralık  ve yumuşak sonuç sunuyor. Karşılığında ise sizden ISO alıyor. Örneğin F-LOG çektiğinizde minimum ISO oranınız 800 oluyor.

İlk görselde F-LOG sonucu, ikincisinde de üzerine LUT atılmış halini görüyorsunuz.  LUT ise kısaca hazır ayar demek. LOG çekimleri çok kısa sürede sonuçlandırmak için bazı firmaların öne çıkan LUT’larını kullanabilirsiniz. Ben kendim ayarlamak istiyorum derseniz de böyle bir seçeneğiniz var. Şahsen benim bu makinada en çok önemsediğim ve üzerinde denemeler yaptığım özellik bu oldu. Çünkü asıl derdimi yazımın başında söylemiştim. LOG çekmek ne gibi avantajlar sağlar?

  • Farklı gün ve saatlerde çektiğiniz birbirinden farklı çekimlerden benzer renk karakteristiğini oluşturabilirsiniz. Yaptığınız projedeki renk ve ton bütünlüğünü oluşturabilirsiniz.  (Color Grade)
  • Çekim esnasında oluşabilecek beyaz ayar  ve pozlama sapmalarını nispeten daha kolay  dengeleyebilirsiniz. (Color Correction)
  • Tek bir renk anlayışına mahkum olmadan, dilediğiniz LUT’u uygulayabilirsiniz.

Kısacası esnektir. Siz yoğurmalısınız. Bunun için ise bilgisayarda bir programı ihtiyaçlarınız dahilinde kullanabiliyor olmanız ya da öğrenmeniz gerekir.  Final Cut Pro X, Da Vinci Resolve ve Adobe Premiere karşınıza en çok çıkacak edit programları olacaktır. Ben Mac kullandığım için Final Cut Pro X kullanıyorum.

Makina be de kaldığı sürede çekimlerimin çoğunu F-LOG ile yaptım. Kalanları ise yeni sinema renk profili olan  “Eterna” ile yaptım.

 

ETERNA (Sinema Benzetimi)

Fujifilm provia, astia gibi geçmişteki film renklerini dijital teknolojiye taşıyarak ismine “film benzetimi” demişti. Fotoğraf için bulunan bu renk profilleri kullanıcılar tarafından çok sevilmişti. Fakat fotoğraf için kullanılan bu profiller üzerinden video çekmek bize “film” yerine “hareketli fotoğraf görüntüsü” veriyordu. Fotoğraf dili için yaratılmış bu renk profilleri , hassas videocu gözler için tatmin edici olmuyordu. Genel olarak bu profiller sert karakterli olduğu için videoda da canlı sonuçlar veriyor. Fujifilm geçmişten bu yana sinema endüstrisinde de yer alan bir marka. Eterna ismini zaman zaman programların içine yerleştirilen renk profillerinden görüyordum. Şimdi ise  bu Eterna profili X-H1’in içinde hazır olarak kullanıcısına  “sinema benzetimi” veriyor. Siyah ve beyazı koruyan oldukça soft bir profil. Bu profili çok beğendim. Çektiğiniz şeyin video değil de, film olmasını istiyorsanız ya Eterna ya da F-LOG çekmelisiniz.  Çok emin olmamakla birlikte bu renk profilinin X-T2’ye de bir güncelleme ile  geleceği söyleniyor.

( Fotoğraflar Eterna film benzetimi seçeneğinde çekilmiş ve çok az kontrast ilave edilmiştir)

 

IBIS (Dahili gövde Sabitleme)

Fujifilm X-T2 harika bir fotoğraf makinası olmasına rağmen üzerinde sabitleme sistemi bulunmuyordu. Çoğu lensinde bu özellik olduğu için ve fotoğraf öncelikli konumlandırıldığı için IBIS’e yer verilmemişti. X-H1 ile artık gövde üzerinden 5 yönlü gövde sabitleme var. Üstelik 5.5 Stop bir sabitleme oranı veriyor. Şu ana kadar kullandığım makinalar içerisinde en istikrarlı ve güçlü sabitleme aldığım makina X-H1 oldu. Özellikle 16-55 lensim yeniden doğdu. 16-55 mm  üzerinde sabitleme olmadığı için video çekerken titreme sorunu yaşıyordum. 23 mm ve 35 mm gibi yine benzer olan lensleri zaten hiç video da kullanmıyordum. IBIS ile birlikte bu lensler ile istediğim sonuçları elde edebiliyorum. Makina bende kaldığı sürede üzerinde sadece 16-55 mm takılı kaldı desem yeridir.  Kısacası tüm lenslerinizi video işinde de kullanacaksanız X-H1 olmazsa olmaz.

 

 

TASARIM

XT-2 ile GFX 50s arasında bir çizgiye sahip. Makinayı için X-T2’ye oranladığımızda biraz daha hacim kazandığı görülüyor. Makinanın sağ tarafında daha iyi kavrama için çıkıntı  oluşturulmuş. Uzun süre video çekerken parmaklarınızdan bazıları XT-2 de acıyordu. Bu tutma şekliyle daha uzun süreli bir çekim sağlanabiliyor.  Ama yine de bu kadar büyük olmamalıydı diye düşünüyorum.  Bu büyümenin sebebi ise daha uzun süreli video çekim imkanını sağlamak  olarak açıklanıyor.  Makinanın büyüklüğünden sonra göze çarpan ikinci detay ise  üstteki  gösterge paneli . Pozlama telafisi kadranı gitmiş yerine gösterge paneli gelmiş. Bence çok da iyi olmuş. Pozlama telafisini bu ana kadar bir kere bile kullanmamıştım.  Kısacası tasarım hoş olmuş. Ama büyümüş.  Bu büyüklük karşısında  pil de büyüse daha iyi olacaktı.  Ama pil sabit kalmış.  Bununla birlikte ilave olarak deklanşör kullanılan yeni bir sistemden dolayı hem çok yumuşak hem de çok sessiz olmuş. Bu yumuşaklık yeterince alışmadıysanız bazen sorun yaratabiliyor.  Yarım basıp netleme yapayım derken bazen çekime giriyorsunuz ya da çekimden istem dışı çıkabiliyorsunuz. Neredeyse dokunmatik bir hale gelmiş. X-T2 de olduğu gibi çift hafıza kartı desteği var. Her ikisi de  UHS-2 yüksek hızlı standartı destekliyor.

VİDEO PARAMETRELERİ

Aslında bu makina X-T2 ile aynı sensör ve işlemciyi kullanıyor.  Bazı yeni ve güçlendirilmiş parametreler dışında uçlarda bir değere rastlayamıyoruz.

  • 4K 30 FPS
  • 1080p 120 FPS
  • 200 Bitrate
  • 8 Bit
  • 4.2.0 Codec

Birçok kullancısı 4K çekimde 60 FPS beklentisi içindeydi. Fakat 30FPS olarak geldi. Ben 4K çekim yapmıyorum. Uzun bir sürede yapacağımı zannetiyorum.  Benim için Full HD 120 fps daha iyi oldu. Bazı görüntüleri yavaşlatmak için yüksek değerde çekmenin avantajları var. Fakat 120FPS çektiğinizde ses vermiyor,  sadece görüntü veriyor.  Bu bana ilginç geldi. Belki de sadece bendeki demo makina  böyleydi bilemiyorum. .  Renk derinliği  8 bit yerine 10 bit olsa çok iyi olacakmış ama dediğim gibi aynı işlemci kullanıldığı için bu makinada yer vereceklerini beklemiyordum. Muhtemelen bu beklentiler veya daha fazlası X-H2 ile gelecektir.

 

DİĞER ÖNE ÇIKANLAR

  • Geliştirilmiş AF
  • Seri çekimlerdeki blackout oranı
  • Vizör Parlaklığı
  • Dokunmatik Ekran
  • CM sürekli çekim modu

 

Her kullanıcının önceliği farklıdır. Ben bu yazıda benim için öncelikli olan bazı  konulara değindim. Eğer öncelikleriniz benimkiyle aynıysa bu yazıyı dikkate alabilirsiniz 🙂

 

OLASI SORULAR

Soru : Benim X-T2’im var. Yeni makina çıktığında  huzursuzlanıyorum. Benimkisini eskimiş zannediyordum artık. Açıkça, lafı dolandırmadan harbice söyleyin ne yapayım 🙂 ?

Cevap:  X-T2 hala çok iyi bir makina. Kasım- Aralık ayında çıkacak olan X-T3 ‘ün işi bu yüzden  çok zor. X-T2 nin üzerine ne koyacak merak ediyorum. Video çekerken önceliğiniz başı sonu belli olan bir  “yapım” ortaya koymak değilse X-T2 video özellikleri hala sizin için çok iyi. Video disiplinine sahip değilseniz ve de öyle bir niyetiniz yoksa X-H1 size hiç birşey katmayacaktır. Çünkü X-H1 alıp o görüntüleri video edit programlarıyla işlediğinizde gerçek değerini yakalamış olursunuz.

Soru : X-T1’im var. Xt-2 almadım, ondan sonra çıkan makinayı bekledim. Bu o mu dur?

Cevap:  X-T1’in neyi yetmedi sorusuna cevap verirsen, bu soruya da cevap vermiş olursun. X-H1, içerisinde X-T2’yi de barındıran  video öncelikli bir cihaz. Sadece fotoğraf düşünüyorsan X-T2 düşünebilirsin. Ama dediğim gibi öncelikle nelerin yetersiz geldiğinden emin olman gerekir. Bundan emin değilsen X-T1 ile devam etmelisin.

Soru : X-T3 çıkacak diyorlar.  X-H1 alırsam pişman olur muyum?

Cevap: Video çekmek ile video kafası ayrı şeyler. Video kafasına sahip değilsen ve o yolda yürümeyeceksen pişman olursun. Sadece arada sırada gaza gelip beğendiğim şeylerin videosunu çekeceğim diyorsan X-T2 hala en iyi seçenek.

Soru : Video kafası konusunu biraz daha açarsak? Ben öyle miyim tam emin olmak istiyorum 🙂

Cevap : Ses, kurgu, hikaye, duygu, renk, mikrofon,  video edit programları, color correction, color grade gibi terimlerin zevkli ama bir o kadar da zaman gerektiren dünyasında vakit geçirmelisin.  Video ili ilgili yenilikleri takip ediyorsan, izlediğin amatör ya da profeyonel videolar seni heyecanlandırıyor ve meraka sürüklüyorsa video kafasına sahipsin diyebilirim.

Soru :  Peki siz ne yapacaksınız.

Cevap :  Ben de şu an X-T2 var. Elbette X-H1 benim gibi arada sırada videolar çeken biri için ideal. Bu yüzden X-H serisinden devam edebilirim.

 

Umarım faydası olmuştur.. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.